Makale

Otistik Çocukların Gelişimsel Özellikleri

01.01.1970

Otizmli çocukların hepsinin özellikleri birbirinden farklıdır. Birbirlerinden farklı gelişimsel özellikleri olması nedeniyle en ağırdan hafife doğru bir spektrum ( yelpaze ) içinde değerlendirilirler. Otizmde görülen bazı belirtiler bir çocukta yoğun olarak gözlemlenirken, diğer bir çocukta nadir ve ya hiç görülmeyebilir. Bazı otizm belirtileri zaman içinde kaybolabilir ya da yerini farklı davranışlara bırakabilir.

Zihinsel Gelişim Özellikleri

Otizmli çocukların en şaşırtıcı özellikleri, bir çok alanda sınırlı becerileri olmasına karşın, bazı alanlarda özel becerilere sahip olabilmeleridir. Bazı otizmli çocuklar konuşamayabilirler, ancak şarkı söyleyebilir ya da iyi enstrüman çalabilirler. Bu çocuklarda müzik becerisinin yanı sıra kuvvetli bir hafıza yeteneklerinin olduğu da belirtilmektedir. Örneğin, geçen yıl yapılan kutlama tarihini veya bir gezinin zamanını hatırlayabilirler. Bazı çocukların yıllar önce gittiği bir yeri, o yerdeki özel bir eşyayı unutmadığı, çok uzun şiirleri ezberleyebildiği, televizyonda izlediği çok uzun bir konuşmayı olduğu gibi tekrar edebildiği bilinmektedir.

Bazı küçük otizmli çocuklar 2 – 3 yaşlarında kendi kendilerine okumayı öğrenebilirler. Ancak okuduklarından bir anlam çıkaramazlar. Çocuklarda görülen bu durum “hiperleksi” olarak tanımlanır. Hiperleksi genelde zeka seviyeleri yüksek otizmli bireylerde ve çoğunlukla erkek çocuklarda görülür.

Otizmli çocukların diğer bir özel becerisi de sayılar ve sayısal ilişkiler üzerinedir. Bazıları, sayıları çok çabuk öğrenir ve çok güç işlemleri akıldan yapabilirler. Ayrıca otizmli bireylerin bazılarının görsel algıları diğer becerilerine göre çok daha iyidir. Gördüğü resimleri çok iyi kopya eden, güzel boyayan mekanik oyuncakları söküp takabilen, karmaşık yap – bozları kolayca tamamlayabilen otizmli çocuklara da rastlanmaktadır.

Çadem Psikoloji olarak zihinsel gelişimin ne kadar önemli olduğunu her fırsatta vurgulamaktayız. Her bireyin doğuştan sahip olduğu bir zeka kapasitesi var olup; bu kapasiteyi en üst düzeyde kullanabilmek için çevre ve uyaranlarının, bilinçli ailelerin etkisinin belirleyen etmenlerdendir. Bu bilgileri odak noktasında tutarak çocuğa aktif, katılımcı, araştırmacı, uyaranlarla zenginleştirilmiş olanak ve eğitimler sağlayarak çocukların doğuştan sahip oldukları zeka kapasitelerini en üst düzeye çıkartmayı hedefleyerek çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Dil Gelişimi Özellikleri

Normal bebeklerde görülen babıldamaların (ba-ba-ba sesleri) otizmli bebeklerde görülmediği belirlenmiştir. Ayrıca diğer kişilerin kendileriyle konuşmalarını ya da seslenmelerine karşı tepkisiz kaldıkları gözlenmiştir. Bazı otizmli çocuklar, 0 – 2 yaş döneminde tamamen sessiz kalırken bazıları ise yaşıtları gibi birkaç kelime öğrenebilirler.

Otizmin iki ana semptomu konuşma, dil ve iletişim problemidir. Yaklaşık olarak otizmli çocukların % 40 ‘ ında konuşma gelişmeyebilir ya da sınırlı alanda gelişir. Otizmli çocukların % 80 ‘ inde, okul öncesi eğitim çağında fonksiyonel iletişim gelişmeyebilir. Bazı otizmli çocuklarda ise 12 – 24 ay arasında var olan dilin tümünü veya bir kısmını kaybederler. Bu duruma “otistik regresyon “ (gerileme) denir.

IQ’ su 70’ in üzerinde olanlarda, 5 yaşından önce konuşması gelişmiş olanlarda, etiyolojide organik bir problem saptanmamış olanlarda, anne ve çocuk arasında duygusal bağ güçlü olanlarda ve özel eğitim alanlarda gidiş iyidir. Erken tanı, çocuğun eğitimine erken başlamasını sağlayacağı için önemlidir. Zeka bölümünün 50‘ nin altında olması, sözel iletişim geliştirmemiş olması, tabloya başka eşlik edn bulguların olması (epilepsi gibi) ve klinik belirtilerin şiddetli olması durumu zorlayan belirtilerdir.

Otizmli çocukların bazılarında, ergenlik döneminde bile konuşma başlayabilir. Bu nedenle, otizm de kesin yargılara varmak doğru değildir.

Çadem Psikoloji olarak yaptığımız çalışmalarda; erken çocukluk dönemi süresinde 4 yaş ve öncesinde konuşma becerileri kazandırabildiğimiz öğrencilerimizin, okul dönemine geldiklerinde dili aktif bir şekilde kullanabildikleri ve akran grubu ile aynı hatta bazı konularda dili daha etkili kullanabilmeyi başaran öğrencilerimiz vardır. Otizmli çocukların konuşmama, geç konuşma ya da jargonlarla konuşmasının nedenlerinin iyi tespit edilip, bu durumları ortadan kaldırarak mümkün olan en iyi seviyeye getirmak için çalışmalar yapılmaktadır.

OTİZMLİ ÇOCUKLARIN KONUŞMA PROBLEMLERİ:

Konuşulanları Anlamada Güçlük:

Otistik çocukların önemli bir özelliği, dil gelişimleri ne kadar iyi olursa olsun sözcükleri sözlük anlamlarında yorumlamalarıdır. Her kelimeyi somut olarak canlandırdıkları için, soyutu kavrama, ikinci bir anlamını düşünme otizmli çocuklar için çoğunlukla kafa karıştırıcı olmaktadır. Bu yüzden, deyim ve atasözlerini anlamaktan çok ezberleyerek öğrenmekte bu durum da ancak ilerleyen yaşlarda olabilmektedir. Örneğin otizmli bir çocuk için; “Ağlamaktan gözleri çıkmak, küçük dilini yutmak, donup kalmak, kalbin kırık olması” gibi ifaderi duyduklarında anlamlandıramamkta ve bu yüzden bu kelimeri kullanmaktan kaçınılmalıdır.

Velimiz olan bir anne arabada 4 yaşındaki kızı ile bir yere gitmektedirler. Kız anneye çişinin geldiğini söylemiş, anne de “kızım sık dişini az kaldı” demiştir. Kız bu cevabın üzerine sessizleşmiş, anne kızına bakınca kızın dişlerini sıktığını görmüştür.Tabi kız annesinin kendisine neden güldüğünü anlamamıştır…

Dili iyi anlayan otizmli yetişkin bireyler bile zaman zaman hata yapabilmektedir. Yurt dışında kendi başına yolculuk edebilen otizmli bir yetişkin, kendisine bir toplu taşıma kartı satın alır. Kartın üzerinde “Gece yarısına kadar geçerlidir” yazmaktadır. Adam o gece eve yorgunluktan tükenmiş bir halde döner, çünkü kartın üzerinde yazanları mutlak bir yönerge sanıp geceyarısına kadar metroda yolculuk etmiştir.

Çadem Psikoloji olarak yaptığımız çalışmalar sonucunda; bazı otizmli bireylerin zamanla bir çok beceri gibi günlük dili, deyim ve atasözlerini, mizahı, kültürel esprileri kazanabildikleri, günlük hayatlarına transfer ederek kullanabildikleri gözlemlenmiştir.

Ekolali:

Ekolali, çocuğun duyduğu kelimeleri, cümleleri konuşmacının hemen arkasından veya daha sonra taklit etmesidir. Normalde çocuklar, konuşmaya, duydukları kelimeleri taklit etmeyle başlarlar. Ancak bu taklit dönemi, 2,5 yaş civarında sona erer. Otizmli çocukların bazıları da ilk kelimelerini, anlamlarına dikkat etmeden papağan gibi taklit ederek öğrenirler. Bazen kelimeleri, bazen de cümleleri olduğu gibi tekrar ederler. Kelimeleri, taklit ettikleri konuşmacının aksanı ve vurgulamalarıyla söylerler.

Merkezimizde yaptığımız çalışmalar sonucunda Ekolali çocukların bağımsız konuşmaya geçmeden bir önceki aşama olduğunu, bu sürecin iyi değerlendirilmesi gerektini söyleyebiliriz. Bu sürecin sonucunda istek, ilgi ve ihtiyaçlarını bağımsız olarak ifade edebilecek düzeye getirmek için çalışmalar yapılmaya başlanmaktadır.

Gramer Bozuklukları:

Konuşabilen otistik çocuklarda gramer bozuklukları da yaygın olarak görülür. Cümlelerdeki fiil eklerini söylememek yaygındır. “Okula gidelim” yerine “okul git” demek ya da “yemekten sonra şeker ver” yerine “şeker, yemek yer” demek gibi gramer yanlışlıkları yaparlar. Çocuğun ilerleyen yaşıyla birlikte konuşma becerisi de arttıkça, ve bu yönde yapılan çalışmalar sonucunda gramer bozuklukları ortadan kalkmaktadır.

Zamirlerin Yer Değiştirmesi:

Konuşmadaki en belirgin özelliklerden birisi de şahıs zamirlerinin yerlerinin değiştirilmesidir. Birinci tekil şahıs “ben” yerine, “sen” veya “o” kullanırlar. Özellikle “ben” zamirini kullanma çok az görülür. (“Giderim” yerine “gider, gidersin” kelimelerini kullanmak gibi)

Çadem Psikoloji olarak yaptığımız çalışmalar itibarı ile İletişim Becerileri Dil ve Konuşma çalışmaları sonucunda yaşanan bu problemlerin en aza indirildiği, hatta tamamen ortadan kalktığı vakalarımızın sayısı oldukça yüksektir.

Sosyal – Duygusal Gelişim Özellikleri

Profesyoneller için çocukların sosyal iletişim becerileri, otizm tanısında belirleyici etkenlerden birisidir. Bu çocukların hem basit hem de kompleks sosyal iletişim becerileri çoğunlukla akranlarına göre yavaş ilerler. Normal gelişim gösteren çocuklar, bir çok sosyal beceriyi başkalarını taklit ederek ve gözleyerek öğrenirler. Bunun aksine otizmli çocuklar sosyal becerileri bu yolla öğrenmekte zorlanırlar.

Çadem Psikoloji olarak yaptığımız uzun süreli çalışmaların sonucunda bazı otizmli bireylerin en bariz olarak yaşadıkları sosyalleşme, kurgusal ( hayali ) oyun oynama becerileri, grup oyunları gibi alanlarda da oldukça iyi düzeye gelinebildiği, hatta bazı çocukların keyif alarak bahsedilen oyun ya da arkadaş tercihleri yapabildikleri gözlenmektedir.

Motor Gelişim Özellikleri

Kanner, otizmli çocukların normal bir motor gelişime sahip olduklarını belirtmiştir. Fiziksel görünüş olarak normal olan bu çocuklarda, motor becerilerin gelişiminde yaşıtlarına göre farklılıklar gözlenmektedir. Fiziksel yapı olarak, bir çok beceriyi normal zamanınıda gerçekleştirecek gibi görünmelerine rağmen, bazı becerilerin gelişim geç olabilmektedir. Otizmli çocuklarda motor becerilerin gelişimi genellikle kronolojik yaşlarına yakındır. Bu çocuklar, hareketin yönergeye uygun olarak ve hareketin seri olarak gerçekleştirilmesinde sorun yaşayabilirler. Örneğin; kağıt kesme, bir kutu içine küpleri atma gibi ince motor becerilerde yetersizlikler göze çarpmaktadır.

Yapmak istedikleri şeyleri hızla ve beceriklice yaptıkları halde, ilgilerini çekmeyen şeyleri yapmaları istendiğinde hareketlerine aksaklık ve hantallık görülebilir.

Büyük olasılıkla çiğneme ve yutma kaslarının eşgüdümünü sağlamada, yaşadıkları zorluklar nedeniyle bazı çocukların yumrulu yiyecekleri çiğnemeyi öğrenmede sorunları olur. Normalden daha uzun bir süre yiyeceklerin ezilerek verilmesi gerekir. Temel hareket becerilerinin gelişimi, çocuğun daha karmaşık davranışları öğrenmesi açısından önemlidir. Bu becerilerin gelişimi, diğer vücut hareketlerinin gelişimine bir zemin hazırlamakta, kompleks hareketlerin kazanılmasına da yardımcı olmaktadır. Bu nedenle otizmli çocukların, okul öncesi yaşlardan itibarensporun herhangi bir dalına yönlendirilmesi (özellikle yüzme) Özel Eğitim de kullanılan motor beceri çalışma programları onların gelişimini olumlu yönde etkileyecektir.