AİLE İÇİ ŞİDDET
Dünya Sağlık Örgütü (2002) şiddet kavramını; fiziksel güç ya da kuvvetin amaçlı bir şekilde kendisine ya bir başkasına fiziksel, psikolojik zarara, ölüme ve gelişim sorunlarına neden olacak şekilde tehdit edici biçimde davranması olarak tanımlanmaktadır. Aile içi şiddet ise, aynı evde yaşayan bireylerden birisinin diğer aile üyelerine yönelik tehdit, baskı ve kontrol içeren, fiziksel, cinsel, ekonomik veya psikolojik zarar görmesine veya acı çekmesine neden olan her türlü davranış olarak tanımlanmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü (2002) raporları kadınların %10’u ile %69’u hayatlarının bir döneminde eşleri tarafından fiziksel saldırıya maruz kaldığını göstermektedir. Altınay ve Arat’ın 2007 yılında Türkiye’de yaptıkları çalışmanın sonuçlarına göre ise, araştırmaya katılan her üç kadından birinin eşinden dayak yediğini, yükseköğrenim görmüş 6 erkekten birinin eşine fiziksel şiddet uyguladığını ve şiddete maruz kalanların yarısının bu durumdan kimseye bahsetmediğini göstermiştir.
ŞİDDET TÜRLERİ
- Fiziksel Şiddet
Tokat atma, hırpalama, yumruklama, saçını çekme, vücudunda sigara söndürme, yakma ve sağlıksız koşullarda yaşamaya mecbur bırakma gibi fiziksel yaralanmalara neden olan her türlü davranış fiziksel şiddet olarak tanımlanmaktadır.
- Psikolojik Şiddet
Tehdit ederek kontrol altında tutma, baskı yaparak sosyal çevresiyle ilişkisini kesme, başkalarının yanında küçük düşürme, nasıl giyineceği, kimlerle görüşeceği gibi konularda kadına baskı yapma, kendini geliştirmesini ve güçlenmesini engellemek amacıyla sürekli aşağılama ve özgüvenini zedeleme, anlayış ve sevgi göstermeme psikolojik şiddete girmektedir.
- Cinsel Şiddet
Kadını istemediği yerde, zamanda ve biçimde cinsel ilişkiye zorlamak, kürtaja, çocuk doğurmaya, ensest ilişkiye, fuhuşa zorlamak, zorla istemediği birisiyle evlendirmek, herhangi bir iletişim yoluyla ya da sözel olarak cinsel içerikli rahatsız edici davranışlarda bulunmak cinsel şiddettir.
- Ekonomik Şiddet
Kadının Ekonomik özgürlüğünü elinden almak, kadının sahip olduğu malları elinden zorla almak, iş hayatını olumsuz yönde etkileyecek kısıtlamalar getirmek, ekonomik konularda kadının fikrini almadan hareket etmek gibi davranışlar ekonomik şiddet olarak tanımlanmaktadır.
Risk Faktörleri
Çocukluk çağında aile içi şiddete maruz kalma ya da tanık olması erkek çocuğun gelecekte kendisinin de şiddet uygulama riskini, kız çocuğunun da kendisine uygulanan şiddete boyun eğme riskini artıracaktır. Çünkü ailede bu tarz bir iletişim tarzını gören çocuk, kendisi de aynı şekilde davranmayı öğrenecektir. Sosyoekonomik açıdan daha düşük seviyede olmak, erkeğin eğitim seviyesinin daha düşük olması ya da işsiz olması ile şiddet eğiliminin artması arasında bir bağ olduğu görülmektedir. Buna ek olarak, genç yaştaki kadınların aile içi şiddete maruz kalma riskinin daha yüksek olduğu görülmektedir. Sosyal destek aile içi şiddette koruyu bir etmen oluştururken, sosyal desteği daha az olan kadınların şiddete maruz kalma ihtimali artmaktadır.
Şiddet İle Başetme Önerileri
- Yaşadıklarınızın sorumlusu olarak kendinizi görmeyin. Şiddetin suçlusunun siz olmadığınızı unutmayın. Şiddet suçtur ve kimsenin size bu şekilde davranmaya hakkı yoktur.
- Yaşadıklarınızı anlatmaktan utandığınız için saklamayın. Güvendiğiniz kişilerle yaşadıklarınızı paylaşıyor olmanız bu durumla başetme konusunda size yardımcı olacaktır.
- Görmezden gelmeye ve yaşadıklarınıza katlanmaya çalışmayın. Kimse şiddete katlanmak zorunda değildir.
- Fiziksel ve cinsel şiddet görüyorsanız şiddete maruz kalmış kadınların sığınabileceği merkezlere başvurun.
Kaynaklar:
Page,A., İnce, M.(2008). Aile İçi Şiddet Konusunda Bir Derleme. Türk Psikoloji Yazıları.11(22),81-94.
Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi. Aile İçi Şiddetle Mücadele El Kitabı.