Makale

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU

01.01.1970

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU

Gerçek bir anksiyete kaynağı yokken ya da anksiyete kaynağı olsa bile aşırı olan ve o durumla uygun olmayan endişe yaygın anksiyete bozukluğunun temel belirtisidir. Aşırı ve denetlenemez bu endişe en az altı ay boyunca hemen her gün ve gün boyu sürer. Yaygın anksiyete bozukluğu olan kişiler sıklıkla sağlık, aile, para ve iş gibi konular için endişelenirler.

Yaygın anksiyete bozukluğunun yaşam boyu görülme sıklığı %4.1- 6.6 aralığındadır. Kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görülmektedir.

Yaygın anksiyete bozukluğu tek bir nedene bağlı olarak gelişmez. Bu bozukluk çeşitli etkenlerin bir araya gelmesiyle oluşmaktadır. Stresli yaşam olayları yaygın anksiyete bozukluğunun gelişiminde etkilidir. Bununla birlikte genetik faktörlerin etkisinden de söz edilir.

Yaygın anksiyete bozukluğu olan kişiler çoğu zaman endişelerinin aşırı olduğunun farkındadır, ancak endişelerini kontrol altına alamaz ve bir türlü sakinleşemezler. Bu kişiler içlerinde korkuya benzer bir duygu olduğunu, sanki kötü bir şey olacakmış gibi hissettiklerini anlatırlar. “Sürekli huzursuzluk var içinde nedenini anlayamıyorum.”, “Sürekli gerginim, bir türlü gevşeyemiyorum.”, “Hep endişeliyim.” vb. cümlelere yaygın anksiyete bozukluğunda sık rastlanır. Genelde bu kişiler çevrelerinde “evhamlı” olarak tanınırlar.

Dikkatte bozulma, konsantrasyon güçlüğü, geçici unutkanlık, huzursuzluk, tahammülsüzlük, en ufak sesle irkilme, uykuya dalamama ve gece uykunun sık sık bölünmesi diğer önemli belirtiler arasındadır.

Bunlarla birlikte yaygın anksiyete bozukluğunda fiziksel hastalığı düşündüren birtakım bedensel belirtiler de kendini gösterir. Nedensiz yorgunluk, kas ağrıları, baş ağrısı, terleme, bulantı, sersemlik hissi, sıcak basması ve yutkunma güçlüğü bu belirtiler arasındadır.

Yaygın anksiyete bozukluğu olan kişiler genellikle yaşadıkları aşırı kaygı halinin kötü bir şey olacağının belirtisi olduğunu düşünürler. Aşırı kaygılanmanın onları en kötü sonuçlara alıştırdığına ve böylelikle herhangi bir süprizle karşılaşmaktan koruduğuna inanırlar. “Ya olursa” düşüncesiyle kişi kendisini olası tüm olumsuz sonuçlara hazırlamaya çalışır ve nihayetinde tüm bu olumsuz düşünceler arasında sıkışıp kalır. Bu kişiler için kaygılanacak şeylerin sonu yok gibidir. Olaylar olumlu yönde giderken dahi kendi kendine “tamam da gelecekte işlerin tersine dönmeyeceğinin garantisi yok” diyebilir.

Yaygın anksiyete bozukluğu tedavisi olan bir bozukluktur. Eğer tüm bu belirtiler uzun süredir devam ediyorsa, kalıcı hale gelmişse ve kişinin ailevi, mesleki, sosyal işlevlerinde bozulmaya yol açıyorsa mutlaka profesyonel bir desteğe başvurulmalıdır.

Kaynaklar:

  • Davison, G. C. & Neale, J. M. (2004). Anormal Psikolojisi. (7. Baskı). (İ. Dağ, Çev. Ed.). Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayınları.
  • Öztürk, M. O. & Uluşahin, A. (2014). Ruh sağlığı ve bozuklukları I. (12. Baskı). Ankara: BAYT Yayınları.